7 Ocak 2016 Perşembe

‘Bugün açlık grevindeyiz, yarın barikatlar arkasında Kürt kadınlarla buluşuruz’

Kürdistan’da aylardır süren hukuksuz savaşa karşı duran Aleviler, “Savaş olmasın çocuklar ölmesin” şiarıyla süresiz olarak dönüşümlü açlık grevi başlattı. Alevi Bektaşi Federasyonu’nda devam eden grevde kadınlar öncü rol oynuyor. Diyarbakır’ın Sur ilçesinde barikat arkasında direnenler ve Kürt kadınlarıyla dayanışmak için lokmalarını paylaşan ve bugün de açlık greviyle direnişe destek veren Alevi kadınlar JINHA’ya konuştu.

‘Kerbelâ’dan bu yana bu topraklarda zulüm bitmiyor’
Ankara Demokratik Alevi Derneği Eşbaşkanı Songül Çelik, Alevi toplumu olarak zulmün oldu yerde mazlumun yanında yer alacalarını ifade etti. Kerbelâ’dan bu yana bu topraklarda zulmün hiçbir zaman bitmediğine değinen Songül, “Kürt halkı üzerinde, son yüzyıl korkunç bir asimilasyon ve hak gaspı yapıldı. Kürtler ve Aleviler yok sayıldı. Cumhuriyetle birlikte tüm inançlar buldozer gibi ezildi.Tek dil, tek inanç, tek halk üzerine kuruldu. Bugün de gerçekten, Kürdistan’da Kürtlerin öz avunma ve demokratik hakkı en doğal hakkıdır ve direniyorlar” dedi.

‘Kürtlerin meşru ve haklı davasının yanındayız’
Açlık grevinin mücadelenin bir ayağı olduğunu belirten Songül, mecliste, sokakta ve yaşamın her alanında direneceklerini vurgularken, Kürdistan’da yaşanan ablukanın Kobanê’yi andırdığını söyledi. Kürdistan’da barikat arkasında direnen Kürt kadınlarının dirençlerini selamlamak ve onlarla lokmalarını paylaşmak için Sur’a gittiklerini belirten Songül, “Ama orada Saray’ın katilleri havan topuyla evlere saldırarak bir kadını katlettiler. Aslında biz çok iyi biliyoruz, bu bize gözdağı için yapıldı. Çünkü amaçları halkları birbirinden uzaklaştırmak. Biz asla geri adım atmayacağız. Bu vahşetin arkasında asla susamayız. Çünkü bizim felsefemizde zulme boyun eğmek yok. Kürtlerin meşru ve haklı davasının yanındayız” ifadelerini kullandı.

‘Kürtler kazanırsa, tüm halklar kazanacak’
Saray’ın savaşının her yere sıçradığını dile getiren Songül, Cumhurbaşkanı’nın hilafet ilan etmek istediğini ve kendisi gibi düşünmeyen insanları yok etmeye çalıştığını belirtti. Kürdistan’da büyük bir direnç olduğunu, demokratik özerklik ve özyönetim için mücadele verildiğine dikkat çeken Songül, tüm halkların bu mücadeleye destek vermesi gerektiğini belirterek, “Kürtler kazanırsa, bu ülkede tüm halklar da kazanacak” dedi. Kürdistan’daki ablukayı vahşet olarak değerlendiren Songül, “Halklara çağrımdır. Kürdistan’a gidip o vahşeti gözlerinizle görmenizi istiyorum. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir kıyım yok. Analar, çocukların cansız bedenine ulaşmak için günlerdir bedenini ölüme yatırdı” ifadelerini kullandı.

‘Batı’daki kadınlar olarak Kürt halkının çığlığına ses olmaya çalışıyoruz’
Kürdistan için açlık grevinde olan bir diğer kadın da HDP Çankaya İlçe Başkanı Öznur Şahin. 7 Haziran’dan bu yana AKP’nin savaşı tırmandırdığını belirten Öznur, Kürdistan’da anne karnında daha doğmamış bebeklerden 70 yaşına kadar insanların ve onlarca kadının katledildiğini ifade ederek şöyle dedi: “Bunların acısını derinden hisseden, vicdanları uyumayan Batı’daki kadınlar olarak buradan açlık grevi ile Kürt halkının çığlığına ses olmaya çalışıyoruz. Ülkenin doğusunda her gün insanlar ölüyor. Batı’da ise insanlık ölüyor. Bunun için mücadele edelim. Metropollerde bizde açlık grevleri ile bu girişimdeyiz, bunun acısını derinden hissediyoruz. Özellikle çocuk ve kadınların oradaki halkın yaşam hakkını sonuna kadar savunuyoruz. Orada barikat arkasında direnen halkın yanında olduğumuzu ifade ediyoruz. Onlara ses olmak için açlık grevindeyiz.”

‘Açlık midede değil, onurdadır’
Konuşmasına Hz. Ali’nin sözü ile başlayarak zalimin değil mazlumun yanında olacaklarını belirten Demokratik Alevi Derneği üyesi Dilan Çiftçi ise, “Şah Ali diyor ki; ‘açlık midede değil onurdadır. Eğer sen açlığın için onurundan vazgeçersen açlığın yatıştıktan sonra onursuzluğun baki kalır.’ Biz bu felsefe ile yola çıktık. Onurumuz için, orada direnen halk için, Kürdistan’da katledilen halklar için açlık grevine başladık. Bu zulüm, savaş ezilen tüm halklar içindir. O yüzden sadece Alevilerin değil, tüm insanlığın buna bir refleks göstermesi gerekiyor” dedi.

‘Annelerin gözyaşları evlatlarının kanlı bedenlerine karışıyor’
Yaşanılanlara sessiz kalmanın insanlık sorunu olduğunu belirten Dilan, “Buna ciddi anlamda ses olmak gerekiyor. Biz yıllardır zaten bu zulme maruz kaldık. Yıllardır Maraş’ta, Gazi’de, Sivas’ta en son da Ankara’da katliama uğradık. Biz kadınlar olarak insanlar olarak ciddi anlamda bir şeyler yapmamız gerekiyor” dedi. Yıllardır annelerin gözyaşlarının evlatlarının kanlı bedenlerine karıştığını söyleyen Dilan, “Ama artık o annelerde katlediliyor. Bu duruma sessiz kalınmaması gerekiyor. Sadece açlık grevi ile sınırlı kalmaması gerekiyor” diye konuştu.

‘Biz ölümden korkmuyoruz, sonuna kadar savaşacağız’
Başlatılan açlık grevinin zulme karşı bir isyan olduğunu belirten Dilan, tüm halkların bu direnişi sahiplenmesi gerektiğini ifade etti. “Anaların kanı gençlerin kanına karışıyor. Ben bir Kürt Alevi kadını olarak tüm insanlığa çağrı yapmak istiyorum. Orada bir zulüm var, buna karşı isyan edilmesi gerekiyor. Buna çok geç kalındı” diyen Dilan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şah Hüseyin diyor ki; ‘zalimin zulmüne karşı çıkmamak mazluma yapılacak en büyük kötülüktür. Ben zalimle varlık içinde yaşamayı alçaklık zalimin zulmüne karşı gelerek bulacağım ölümü de yücelik sayarım.’ Biz ölümden korkmuyoruz. Biz sonuna kadar da savaşacağız. Bugün açlık grevidir. Yarın gider barikatlar arkasında o kadınlarla buluşuruz.”

Haber:  Habibe Eren-JİNHA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder